Tıbbi kenevir son yıllarda sadece sağlık profesyonellerinin değil, halkın da dikkatini çeken bir konu haline geldi. “Doğal”, “bitkisel”, “zararsız” gibi etiketlerle sunulan bu bitki, özellikle kronik hastalıklar, ağrılar, uyku ve ruh sağlığı problemleri için umut verici gibi lanse ediliyor.
Ama şu sorular hâlâ çok açık:
Tıbbi kenevir gerçekten güvenli mi? Türkiye’de yasallaştı mı? Faydaları neler? Ve en önemlisi, eczanelerde satılırsa bizi neler bekliyor?
Tıbbi kenevir, Cannabis sativa bitkisinden elde edilen ve özellikle tedavi amaçlı kullanılan CBD (kannabidiol) ve düşük doz THC (tetrahidrokannabinol) içeren ürünleri ifade eder.
CBD: Psikoaktif olmayan, anksiyolitik ve antienflamatuar özellikleri öne çıkar.
THC: Psikoaktif etkileriyle bilinir, merkezi sinir sistemini doğrudan etkiler.
Evet, Türkiye’de tıbbi amaçlı kenevir kullanımı belirli çerçevede yasaldır.
2016 yılında çıkarılan Kenevir Yetiştiriciliği ve Kontrolü Yönetmeliği ile Tarım ve Orman Bakanlığı gözetiminde kontrollü üretim mümkün hale gelmiştir. Ancak bu, ürünlerin halk arasında yaygın şekilde erişilebilir olduğu anlamına gelmez.
Tıbbi kenevirin aşağıdaki alanlarda ümit vaat eden etkileri bilimsel çalışmalarda gözlenmiştir:
✅ Kronik ağrılar ve nöropatik ağrılar
✅ MS hastalarında spastisite
✅ Epilepsi ve kas spazmları
✅ Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklar
✅ Bulantı, kusma, uyku bozuklukları ve anksiyete
Ancak… buraya kadar olumlu yönlerden bahsettik. Şimdi gelin, daha az konuşulan ama bir o kadar önemli olan risklere geçelim.
Bir psikiyatrist olarak, toplum sağlığı açısından bu konunun ciddi şekilde ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Neden mi?
Yüksek THC içeriği:
Psikotik atakları tetikleyebilir
Şizofreni hastalarında semptom şiddetini artırabilir
Anksiyete ve panik bozukluklarda beklenmeyen krizlere neden olabilir
Motivasyon eksikliği sendromu gelişebilir
Bu semptomlar sadece hasta bireylerde değil, sağlıklı kişilerde de ortaya çıkabilir.
ABD’de 12 yaşında kenevir kullanım öyküsü olan 22 milyon çocuk olduğu tahmin ediliyor.
Hollanda’da yasal satılan kenevirli ürünler yüzünden çocuklar yoğun bakımlık olabiliyor.
Tatlı, kek, şeker formundaki ürünler fark edilmeden yüksek dozda THC alımına yol açabilir.
Eczanelerde kenevir satışı, bu ürünlere erişimi kolaylaştırarak çocuk sağlığı açısından ciddi bir halk sağlığı sorununa dönüşebilir.
En büyük tehlikelerden biri bu:
“Bitkisel olan zarar vermez.”
Oysa ki ölümcül olmasa da, kenevir kullanımı sonrasında:
Panik atak,
Kalp ritim bozuklukları,
Ani tansiyon düşmeleri,
Halüsinasyon ve konfüzyon gibi semptomlar gelişebilir.
Yanlış dozlama (özellikle ev yapımı kenevirli ürünlerde) bazı vakalarda intihar davranışıyla sonuçlanmıştır.
Halk arasında, “ilaçlar karaciğeri bozuyor ama kenevir doğal” gibi söylemler yaygınlaşmaya başlıyor.
Bu da psikiyatrik hastaların:
İlaçlarını bırakmasına,
Alternatif tıbbın kontrolsüz kollarına yönelmesine,
Klinik tabloların kötüleşmesine yol açabilir.
Eczaneden alınan bir ürün “güvenlidir” algısı yaratır. Ancak:
Ürünlerin CBD/THC oranı net değilse, doz aşımı yaşanabilir.
Uyuşturucu madde kullanıcıları, tıbbi kılıfla ürüne rahat erişebilir.
Bu durum, bağımlılık riskini legal zemine taşıma potansiyeli taşır.
Tıbbi kenevir, belirli hasta gruplarında doktor kontrolünde ve ruhsatlı formlarda kullanıldığında umut verici olabilir.
Ancak halkın serbestçe erişimine açılması;
Bağımlılık,
Psikiyatrik krizler,
Çocuklarda zehirlenme,
Sağlık çalışanlarına şiddet gibi çok sayıda riski de beraberinde getirir.